İçeriğe geç

Geçmeyen ağız yarası nasıl geçer ?

Geçmeyen Ağız Yarası Nasıl Geçer?

İzmir’deyim, baharın geldiği şu günlerde, bir sabah aynaya baktım ve birden ağzımda cızlayan bir şey hissettim. Evet, ne yazık ki, “geçmeyen ağız yarası” dedikleri o lanet şey bende de belirdi. Bu kadar fazla düşünüp kafa yorarken, sanki ağız yaraları da zihnime bir tür “yaratıcılık” ekliyor. Sonra düşündüm, “Geçmeyen ağız yarası nasıl geçer?” sorusunu hep kendime sorar oldum. Çünkü cidden, şunu kabul ediyorum ki, ben bir ağız yarasıyla barışamıyorum. Bir bakıma hayatımın minik ama etkili bir dramı haline geldi. Şimdi gelin, bu soruyu birlikte eğlenceli bir şekilde çözmeye çalışalım.

Ağız Yarası: Acı ve Komedi Bir Arada

O sabah ne olduysa oldu, bir anda ağzımda minik ama inatçı bir yara belirdi. Hani o tür yara var ya, dudağınızın içinde, ne yediğinizle ne içtiğinizle ilgisi yok, bir anda peydah oluyor. Hemen o sabah, kahvaltıda ekmeğin kenarını ısırırken, ağzımdan çıkan sızıyı hissettim ve düşündüm: “Hayır, bu kadarı olamaz! Yine mi?” Hadi bunu geçtim, arkadaşımın “Bunun için neden doktora gitmiyorsun?” sorusuna verdiğim cevaba bakın: “Doktor dedikleri ‘Buna tuz bas, geçer’ diyor. Ben de tuzla ilişkimi kesmiştim zaten.” Yani, gerçekten de bazen ağız yaraları, ne kadar tıbbi bilgilere dayansalar da, çözümü bulmakta zorlanabiliyor.

Geçmeyen Ağız Yarasına Karşı İlk Hamle: Tuzlu Su

Arkadaşlarımın tavsiyesiyle, ağzımda bir tuzlu su çözeltisi hazırladım. Bir bardak ılık suya biraz tuz attım, baktım; sanki başım döndü. Tuza ne kadar sevgiyle yaklaşsam da, çok yakından tanıdığım bir gerçek var: Tuzlu su, ağzıma girmeye başladığı andan itibaren, çılgınca bir acı başlıyor. Ama bir yandan da, “Acı varsa, yaraların geçmesi muhtemeldir” diyerek, şefkatle bu acıyı kabul ettim. Yavaşça tuzlu suyu ağzıma aldım, sonra da kendi kendime, “Bunu her gün yapmazsan geçmez” dedim. Yani, 5 saniye dayanılabilen acıya karşı, her gün düzenli savaş vermek gerektiğini keşfettim.

O esnada iç sesim devreye girdi: “O kadar şey gördün, bu kadar küçük bir yaraya mı boyun eğeceksin? Savaş!” Neyse, bir süre tuzlu suyla “savaşmaya” devam ettim. Ama o an, içimde bir şeyler kıpırdadı: “Belki de diş macunu sürsem daha iyi olur. Yoksa, bu yaradan artık gerçekten kurtulamayacağım mı?”

Bir Diğer Hamle: Diş Macunu

Evet, diş macunu! Birçok kişi bunun da işe yaradığını söylemişti. Klasik bir çözüm gibi görünse de, sanırım bilimsel açıdan doğru bir şeydi. Bir süre diş macunuyla savaştım, ama o kadar enteresan bir şey oldu ki, diş macununu sürdükten sonra “Ağrının geçmesi lazım” diye düşündüm ama bir yandan da, “Ağzıma bu kadar şey niye sürdüm?” diye kendimi sorguladım. Gerçekten, diş macunu da tuz kadar acı. Ama sonuçta, ağzımda uğradığım bu fiziksel saldırıyı kaldırmaya çalışırken, bir bakıma birazcık da mizahi bir taraf var. Her şeyin acı verici, ama çözüm sunduğu bir yer var gibi.

Günlük Yaşamda Ağız Yarasının Süreçleri

Şimdi gelin, ağız yarası sürecine bir bakalım: Sabah kalkıp yüzümü yıkarken, aynada bir kez daha ağzımdaki yaranın acısını hissettim. O sabah kahvaltısında ekmeğin her bir lokmasında ağrı çektim, o an bir anda “Göz var nizam var” dedim ve ağzıma biraz daha dikkatli yaklaştım. Ama şu da bir gerçek, bir insan sabahları sadece ağzındaki yaradan değil, hayatındaki yavaş ama ısrarlı diğer sıkıntılardan da sızlar. Ama bu, başka bir yazının konusu.

Sonraki günlerde, bir sabah işe gitmeden önce, bu defa en azından kahvaltıda zarif bir şekilde ekmeği ısırmaya karar verdim. Birden aklıma bir şey geldi, “Geçmeyen ağız yarası nasıl geçer?” sorusunun yanıtını bulduğumda; sorun aslında basitti: Bu yaralar, geçmek için daha çok “vakit” ister. Her şeyin bir zamanı var. Yavaşça iyileşmesi, hayatın da insana verdiği bir ders gibiydi. Zamanın içinde her şeyin daha iyi olacağına inandım, ve ağzımın acısı gerçekten de zamanla geçti. Hani, insan bir yeri acıtsa da, içsel bir iyileşmeye karar verir. O iyileşme de, her şeyin nihayetinde düzelmesini sağlar.

Sonuç: Geçmeyen Ağız Yarası İçin Şirket Kurmalı mıyım?

Bir süre sonra, fark ettim ki, ağız yarası geçmek için illa da bilimsel bir çözüm gerekmiyor. Bazen sadece zaman, bazen de acıyla barışmak, şifayı getiriyor. Yani, “Geçmeyen ağız yarası nasıl geçer?” sorusu da bence daha çok bu anlamda cevapsız kalacak bir soru değil. Biraz tuz, biraz sabır, ve hatta belki de biraz mizah… Sonuçta, her şeyi çözmek mümkün. Yavaşça geçiyor. Gerçekten geçiyor. Ve kim bilir, belki de bir gün ağız yaralarına karşı bir şirket kurarım: “İzmir’de Ağız Yarası Çözüm Merkezi”. Şaka bir yana, her yara gibi, bu da geçer. Şimdi iç sesimle dalga geçiyorum: “Evet, hadi bakalım, geçmeyecek bir şey yok!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
ilbet yeni giriş adresisplash