Yılmaz İçöz Kim? Bir Kurucu Efsaneyi Eleştirel Gözle Okumak
Önden peşin peşin söyleyeyim: Bazı yerel “efsaneler”i parlatmayı değil, büyütüp tartışmayı seviyorum. Yılmaz İçöz de tam bu kategoriye giriyor. Evet, Tekirdağ’ın tiyatro hafızasında büyük bir yer tutuyor; ama bu mirasın nesi güçlü, nesi tartışmalı? “Efsane” dediklerimizi alkışın ötesine taşıyıp adım adım incelemezsek, aynı hataları yeni kuşaklara miras bırakmıyor muyuz?
Kısa Biyografi: Alkışın Arkasındaki Emek
Kaynaklarda İçöz’ün tiyatroya çocuk yaşta Karagöz–Hacivat gösterileriyle başladığı, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Muhsin Ertuğrul’dan ders aldığı ve kuruculuğunu yaptığı Namık Kemal Bölge Tiyatrosu’yla bir ekol yarattığı anlatılır. 28 Haziran 2009’da 76 yaşında hayatını kaybettiği kayda geçmiş durumda. Bu veriler, onu “yerel sahnenin inatçı kurucusu” olarak yerleştiriyor. :contentReference[oaicite:0]{index=0}
Bugün Tekirdağ’da belediyenin yeni hizmet binasındaki tiyatro salonu onun adını taşıyor; etkinlik ve mekan sayfalarında “Yılmaz İçöz Sahnesi” ifadesini görmek mümkün. Bu, yerel kültür politikalarında isimlendirme yoluyla hafıza kurmanın tipik bir örneği. :contentReference[oaicite:1]{index=1}
Parlayan Yön: Bölgesel Tiyatroda Israr
İçöz’ün asıl kıymeti, taşrada “süreklilik” kavramını ciddiye almasıydı. Namık Kemal Bölge Tiyatrosu yıllarca oyun üretti, amatörlere kapı açtı, yerel yeteneklere sahne kurdu. “Tahta Çanaklar” gibi sahnelemelerin ödül aldığını, ekol yaratma çabasının yalnızca bir oyunla sınırlı kalmadığını görüyoruz. Bu yönüyle, sahne arkasında ter döken yüzlerce insan için bir okul işlevi gördü. :contentReference[oaicite:2]{index=2}
Tartışmalı Nokta 1: “Guinness Rekoru” Söylemi—Efsane mi, Belge mi?
Yerel anlatılarda topluluğun “en uzun ömürlü amatör tiyatro” olarak 2002’de Guinness Rekorlar Kitabı’na girdiği sıkça yineleniyor. Peki bu iddia kamusal erişilebilir, doğrulanabilir bir kayıtla destekleniyor mu? Yerel/kişisel sayfalarda ve haber arşivlerinde tekrar eden bu bilgi, resmî bir Guinness veritabanı kaydıyla kolayca teyit edilemiyor. O halde soru şu: Bir topluluk kendi efsanesine fazlaca yaslandığında, kurumsal şeffaflık ve kayıt disiplini erozyona uğramaz mı? (Not: İddia yerel kaynaklarda geçiyor; açık Guinness linki şeffaf biçimde sunulmadığından temkinli olmak gerekir.) :contentReference[oaicite:3]{index=3}
Tartışmalı Nokta 2: “Amatör” Etiketi—Kalkan mı, Bariyer mi?
Amatör tiyatro etiketi, bir yandan katılımcılığı artırırken diğer yandan eleştiri zırhına dönüşebiliyor. “Biz amatörüz” demek; düşük bütçe, kısıtlı takvim, teknik eksiklere tolerans istiyor. Ama aynı ifade bazen profesyonelleşmeye giden yolları kapatan bir bariyere dönüşebiliyor. İçöz sonrası dönemde yapılar kalıcılaşırken aynı tempoda oyun geliştirme, dramaturji derinliği, turne ağları inşa edildi mi? Yoksa etiket, konfor alanı mı yarattı? Bu sorular, yalnızca bir isme değil, tüm taşra sahnelerine yöneltilmeli.
Tartışmalı Nokta 3: Kurucu Kültü ve Miras Yönetimi
Yerel kültür kurumlarında kurucu figürler sıklıkla “teksesli” bir örgütlenmenin kapısını aralar. İçöz’ün direnci ve ısrarı olmasa belki NKBT hiç doğmayacaktı; doğru. Ama kurucuya aşırı yaslanma, kurumsal yönetim, gençleşme ve devir planı gibi zor başlıklarda kör nokta üretebilir. İçöz’ün ardından mirasın nasıl yönetildiği; repertuvarın, eğitimin ve kadro politikalarının genç kuşaklara ne kadar alan açtığı kritik. “Sahneye isim vermek” tek başına sürdürülebilirlik değildir; program, eğitim ve ağ kurmak sürdürülebilirliktir. :contentReference[oaicite:4]{index=4}
Tartışmalı Nokta 4: Yerelin Kültür Politikası—Adlandırma, Etkinlik, Arşiv
Bir sahneye Yılmaz İçöz adını vermek sembolik olarak değerli; ama bunun karşısına kütüphane, açık arşiv, dijital bellek ve gençlere açık atölye programı koymadığınızda, isim bir duvar tabelası olarak kalır. Kaç yerel kurum yıllık faaliyet raporu yayımlıyor? Kaçı repertuvarını dijitalde erişilebilir tutuyor? Bu soruları yanıtlamadan “yerel efsane”lerimiz ezber olmaya mahkûm.
“Eleştiri Sevgidir”: Güçlü Yana Güç Katmak
İçöz’e dair eleştirel bakış, kurucu emeği küçümsemek değil; tam tersine onun açtığı yoldan daha iyi yürümek içindir. Yerel sahnelerimiz, amatör ruhu profesyonel planlamayla buluşturduğunda gerçek atılım geliyor. Şeffaflık, eğitim, ortak üretim ağları ve bağımsız eleştiri kültürü—bunlar olmadan isimler büyür, kurumlar küçülür.
Provokatif Sorular: Tartışmayı Açalım
- “Guinness” söylemine dayalı prestij, somut arşiv ve program kadar değerli mi, yoksa kolaycı bir parlaklık mı? :contentReference[oaicite:5]{index=5}
- “Amatör” etiketi sizce cesaret mi veriyor, yoksa performans çıtasını gereksiz yere aşağı mı çekiyor?
- İsimlendirme yerine, Yılmaz İçöz’ün metodunu belgeleyen açık arşiv ve atölye ağı kurmak daha sahici bir saygı duruşu olmaz mı? :contentReference[oaicite:6]{index=6}
- Tekirdağ’dan çıkan bu deneyim, bugün Trakya’nın tamamına yayılan bir bölgesel tiyatro ekosistemine dönüşebildi mi?
Sonuç: Efsaneyi Taşımanın Bedeli
“Yılmaz İçöz kim?” sorusunun basit cevabı belli: Yerel tiyatronun inatçı kurucularından biri. Ama asıl kritik cevap şudur: Onun adıyla kurduğumuz hafızayı, şeffaf bellek ve güçlü programla besleyebiliyor muyuz? Gerçek saygı, bir tabeladan değil; sürdürülebilir bir sahne, eğitim ve arşiv kültüründen geçer. Efsaneler parlatılmak için değil, ilerlemek için vardır. Şimdi söz sende: “Efsane”yi sürdürmek için neleri değiştirmeyi göze alıyoruz? :contentReference[oaicite:7]{index=7}
::contentReference[oaicite:8]{index=8}